Bizimle iletişime geçin

Genel

Toyota, Honda ile Olmayanı Nissan ile mi Arıyor?

Yayın Tarihi:

|

Nissan ve Honda’nın yalnızca birkaç hafta süren birleşme görüşmeleri, Japon otomotiv endüstrisinde uzun zamandır konuşulan “süper ittifak” ihtimalini suya düşürdü. Ancak kulisler durulmuyor. Japonya’nın önde gelen gazetelerinden Mainichi Shimbun, Toyota’nın şimdi gözünü Nissan’a çevirdiğini ve taraflar arasında bazı temasların kurulduğunu öne sürüyor.

Bu iddia, Honda ile birleşmenin başarısız olmasından yalnızca üç ay sonra geldi. Ocak ayında CES fuarında konuşan Toyota Yönetim Kurulu Başkanı Akio Toyoda, “Nissan bize birleşme teklifiyle gelmedi” diyerek bu ihtimali o dönem reddetmişti. Ancak görünen o ki, Honda ile olmayan şey, Nissan ile bir iş birliği formuna bürünebilir.

Toyota’nın Yatay Gücü: Sessiz Ortaklıklar

Toyota, bugün yalnızca ürün gamı ya da satış hacmiyle değil, aynı zamanda Japonya otomotiv ekosistemindeki “sessiz güç” konumuyla dikkat çekiyor. Şirket; Subaru’nun yüzde 20’sine, Mazda’nın yüzde 5,1’ine, Suzuki’nin yüzde 4,9’una ve Isuzu’nun yüzde 5,9’una sahip. Bu hisseler yalnızca finansal yatırım değil; teknolojik paylaşım ve üretim sinerjilerinin önünü açan stratejik bağlar anlamına geliyor.

Eğer Toyota gerçekten Nissan ile temas kurduysa, bu Japon otomotiv endüstrisinde daha önce benzeri görülmemiş büyüklükte bir kümelenmenin ilk adımı olabilir. Ancak bu tür bir iş birliği, antitröst yasaları ve küresel rekabet kurumları tarafından yakından incelenecektir.

Nissan’ın Zorunlu İstikrar Arayışı

Nissan içinse bugünlerde odak noktası dış ortaklıklardan ziyade şirket içi stabiliteyi yeniden kurmak. Re:Nissan adlı yeniden yapılandırma planı, 20.000 çalışanın işine son verilmesini, yedi fabrikanın kapanmasını ve ürün gamının yüzde 70 oranında sadeleştirilmesini içeriyor. Infiniti markası ise lüks segmentte yeniden konumlandırılmak üzere yatırım almaya devam ediyor.

Yeni CEO Ivan Espinosa, önceliklerinin net olduğunu belirtiyor: “Evet, yeni iş birliklerine açığız. Ama öncelikle kendi iç dengemizi kurmamız gerekiyor.” Espinosa’ya göre bu krizin kökleri, Carlos Ghosn döneminde yapılan fazla iddialı büyüme hedeflerine dayanıyor. 2015’teki plan, yıllık 8 milyon araç satışına ulaşmayı öngörüyordu. Ancak 2024’te bu rakam yalnızca 3,3 milyonda kaldı.

Gölgedeki Ghosn ve Honda’nın “Gizli Planı”

Carlos Ghosn’un Lübnan’dan yaptığı açıklamalar ise ortalığı daha da karıştırıyor. Eski CEO’ya göre Nissan “umutsuz” bir durumda ve Honda’nın gerçek amacı, şirketi sessiz sedasız devralmaktı. Bu iddialar, resmi kurumlarca doğrulanmasa da, birleşmenin neden kısa sürede rafa kaldırıldığını açıklamaya yardımcı olabilir.

Her ne kadar tam bir birleşme artık masada olmasa da, Nissan ve Honda “araç zekası” ve elektrifikasyon gibi teknolojik alanlarda iş birliği yapmaya devam ediyor. Dolayısıyla tüm kapıların kapandığını söylemek mümkün değil.

Yeni Dönemin Anahtarı: Koalisyonlar ve Esneklik

Geleneksel rakiplerin giderek daha fazla iş birliği yaptığı bir dönemdeyiz. Elektrifikasyon, yazılım tabanlı araç geliştirme ve batarya üretimi gibi yüksek maliyetli dönüşüm süreçleri, otomotiv devlerini daha esnek ve pragmatik davranmaya zorluyor. Nissan’ın Dongfeng ile Çin’de geliştirdiği elektrikli N7 sedan veya Frontier Pro plug-in hibrit gibi modeller, bu yeni iş modelinin ürün bazlı yansımaları.

Toyota ve Nissan arasında potansiyel bir ittifak gerçekleşir mi bilinmez. Ancak ortada olan şu: Japon otomotiv endüstrisinde kartlar yeniden karılıyor ve her hamle, küresel rekabetin geleceğini şekillendirme potansiyeline sahip.

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

Yeni Fiat Panda’nın geliş tarihi belli oldu!

Yayın Tarihi:

|

Yazar

Temmuz’da Türkiye yollarında!

FIAT’ın “herkes için elektrikli mobilite” vizyonunu temsil eden Grande Panda’nın hibrit motor seçenekli versiyonu tanıtıldı. FIAT’ta global kullanıcı ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirilen bir model ailesinin ilk adımını temsil eden yepyeni Grande Panda, şehir hayatı için ideal boyutları, akıllı teknolojileri ve ikonik tasarımıyla dikkat çekiyor.

Grande Panda Hybrid’in kalbinde, 110 HP gücünde 1.2 litrelik turbo motor, 48V lityum iyon batarya ve 6 ileri çift kavramalı eDCT otomatik şanzıman bulunuyor. Yeni hibrit teknolojisi, Grande Panda’nın sessiz, akıcı, yakıt harcamadan, yüzde 100 elektrikli modda kalkış yapabilmesine (e-launch), düşük devirde tamamen elektrikli modda ilerlemesine (e-creep) ve tamamen elektrik modunda park edilebilmesine yardımcı oluyor.

İkonik Tasarım, Modern Yorum

1980’lerin Panda modelinden ilham alan dış tasarımıyla Grande Panda, retro ve moderni başarıyla harmanlıyor. PXL LED farlar, küp biçimli arka lambalar, 3D

kabartmalı “PANDA” yazıları ve FIAT imzalı detaylar, aracın güçlü karakterini vurguluyor.

Yenilikçi ve Çevre Dostu 

Kompakt dış boyutlara sahip Grande Panda, sınıfının en geniş omuz mesafesine ve 412 litrelik bagaj hacmine sahip ferah bir iç mekân sunuyor. İç tasarımda Blu Tasmania isimli özel renk teması ile parlak sarı vurgular, iç mekâna enerjik bir atmosfer katıyor. Ön konsolda kullanılan BAMBOX Bamboo Fiber Tex® gibi yenilikçi ve sürdürülebilir malzemeler, çevre dostu tasarım anlayışını yansıtıyor.

Donanım Seçenekleri ile Zengin Teknoloji ve Konfor

Grande Panda’nın Türkiye’de iki farklı donanım seçeneğiyle satışa sunulması planlanıyor. ICON donanımda 10.25 inç dokunmatik ekran ve Piksel LED farlar yer alıyor. Ürün gamında bir üst seviye olan LA PRIMA donanımda ise elektrikli katlanır yan aynalar, kablosuz şarj, 17 inç alaşım jantlar, premium iç kaplamalar ve yalnızca bu donanıma özel BAMBOX ön konsol bulunuyor.

Güvenlik ve Bağlantı Ön Planda

Grande Panda Hybrid, tüm donanımlarda kapsamlı Gelişmiş Sürüş Destek Sistemleri (ADAS) sunuyor. Bunlar arasında hız sabitleyici, şerit takip asistanı, sürücü dikkat uyarısı ve aktif güvenlik freni gibi özellikler yer alıyor. Bağlantı hizmetleri ise, 10.25 inçlik multimedya ekranı, kablosuz akıllı telefon yansıtma, USB-C girişleri ve kablosuz şarj ile destekleniyor.

Okumaya devam et

Genel

Nissan’ın Yeni CEO’su Gerçekleri Kabul Etti: “Sorun Yıllardır Göz Ardı Edildi”

Yayın Tarihi:

|

Yazar

Zor bir dönemden geçen Nissan, geçtiğimiz hafta radikal bir yeniden yapılanma planı açıkladı. Yeni CEO Ivan Espinosa, şirketin bugünkü krizinin temellerinin yaklaşık on yıl öncesine dayandığını belirterek, durumun ciddiyetini açıkça dile getirdi. Espinosa’ya göre, asıl sorun 2015 yılında Nissan’ın yılda 8 milyon araç satma hedefiyle yola çıkmasıyla başladı. Ancak bu hedefe hiçbir zaman ulaşılamadı ve bugün şirket, bu rakamın yalnızca yarısına yaklaşabiliyor.

2024 mali yılında yalnızca 3,3 milyon araç teslim edebilen Nissan, buna rağmen yıllar boyunca kapasite artırımı ve personel alımlarıyla büyümeye devam etti. Espinosa, “Bugüne kadar kimse bu yanlış gidişatı düzeltmek için harekete geçmedi” diyerek yönetime sert eleştirilerde bulundu.

Şirket, bu dönüşüm sürecinde yalnızca maliyetleri düşürmekle kalmayacak; Renault ve Mitsubishi ile olan ittifakları da güçlendirecek. Çinli ortak Dongfeng ile iş birliği derinleştirilirken, İngiltere’deki Sunderland fabrikası ise şimdilik kapatılacak tesisler arasında yer almıyor.

Yine de yalnızca tasarruf önlemleriyle toparlanmak mümkün değil. Espinosa’ya göre şirketin kurtuluşu, yeni ve iddialı modeller sunmaktan geçiyor. 2026’ya kadar piyasaya sürülmesi planlanan 10’dan fazla yeni model arasında Kuzey Amerika pazarı için yeni nesil Leaf crossover, Sentra ve PHEV versiyona sahip Rogue gibi modeller bulunuyor. Avrupa’da elektrikli Micra, yeni Juke ve Renault 5 temelli bir şehir aracı, Japonya’da ise yeni Skyline ve E-Power teknolojisine sahip büyük bir minibüs yolda.

Peki ya performans otomobilleri? Espinosa, her ne kadar GT-R adının yaşamaya devam edeceğini ve Silvia’nın geri dönüşünün ilgi çekici bir fikir olduğunu söylese de, gerçekçi bir yaklaşımla şunu vurguluyor: “Spor otomobiller niş ürünlerdir ve şirketin şu anki önceliği, büyük hacimli SUV’larla mali yapıyı düzeltmektir.”

Espinosa’nın mesajı net:
“Bu planı uygulamakta kararlıyız ve başaracağımıza inanıyoruz.”

Okumaya devam et

Elektrikli Araçlar

MAN Truck & Bus,Ankara’da elektrikli otobüs üretimine başlıyor!

Yayın Tarihi:

|

Yazar

MAN Truck & Bus, sürdürülebilir ulaşım çözümleri sunma yolunda önemli bir dönüşüm sürecine imza atıyor. Ankara’daki üretim tesisini yeniden yapılandıran ve Ürün Geliştirme Merkezi haline getiren MAN, burada yıl içinde elektrikli şehir içi ve şehirlerarası otobüslerin üretimine başlamayı hedefliyor. İlk eCoach modelinin üretiminin ise 2026 yılında devreye alınması planlanıyor.

Sürdürülebilir mobilite alanında yıllardır öncü bir rol üstlenen MAN Truck & Bus, tüm araç portföyü için net bir sıfır emisyon stratejisini kararlılıkla uyguluyor. İlk elektrikli alçak girişli otobüslerini yollara çıkaran MAN‘ın, şehir içi otobüs teslimatlarının %70’i artık elektrikli modellerden oluşuyor.

“Ankara’daki MAN tesisi dönüşümünün önemli bir parçası”

MAN Truck & Bus Otobüs Birimi Başkanı Barbaros Oktay, odak noktalarının geleceğin teknolojileri olduğunu belirterek şunları söyledi:


“Elektrikli tahrik sistemi, yerel sıfır emisyonlu mobiliteye geçişte en verimli sistem. Bu teknoloji artık olgunlaşmış durumda. Enerji ve CO2 dengesi de oldukça iyi, üstelik düşük enerji maliyetleriyle de dikkat çekiyor. İklim dostu mobiliteye geçmek için CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltmalı ve yenilikçi eMobilite teknolojimizi yollara çıkarmalıyız. Amacımız, ürünlerimizi CO2 nötr şekilde üretmek. Güney Afrika’daki tesisimizde bu hedefe ulaştık, Ankara’da ise en geç 2030 yılına kadar bunu gerçekleştirmeyi planlıyoruz.

Otobüslerimizi tamamen elektrikliye geçirebilmek ve e-otobüslere olan yüksek talebi karşılayabilmek için de üretim tesislerimizi yeniden yapılandırmaya başladık. Bu kapsamda, Ankara’daki üretim tesisimizi ve çalışanlarımızı buna göre hazırladık ve fabrikayı kademeli olarak eMobilite’ye geçirdik. Ankara’daki bu yeniden yapılanma ve atılan adımlar, MAN’ın sürdürülebilir geleceğe doğru dönüşüm sürecinin ayrılmaz parçalarını oluşturuyor.”

“Otobüslerin tüm geliştirme faaliyetlerini Ankara’da yürütüyoruz“

MAN Ürün Geliştirmeden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Frederik Zohm ise Ankara’daki çalışmalara ilişkin şunları kaydetti:

“2018/2019 yıllarında Ankara’daki otobüs geliştirme merkezini kurma ve burayı MAN’ın Ar-Ge dönüşümünün bir parçası olarak uluslararası bir araştırma ve geliştirme ağı haline getirme kararı aldık. Bugün Ankara’daki yeni Ürün Geliştirme Merkezi (PDC), otobüslerin tüm geliştirme faaliyetlerini, dokümantasyon çalışmalarını, prototiplemeyi ve proje yönetimini yürütüyor. Artık eCoach modeline ilişkin çalışmalarda burada gerçekleştiriliyor. Bu başarı Münih, Türkiye, Polonya ve Güney Afrika’daki otobüs çalışanlarımızdan oluşan uluslararası bir ekibin yüksek yetkinliği ve özverili çalışması sayesinde mümkün oldu.”

Okumaya devam et

Trend Haberler